Advertisement

Monetize your website traffic with yX Media

Hace Bektaş Veli ve Mustafa Kemal Paşa

Miladi 1209'da Nişabur'da doğmuş, 1271'de Nevşehir'de ölmüş Hace Bektaş Veli (evet doğrusu Hacı değil Hace'dir. Hace müderris, ilim sahibi, efendi gibi anlamlara geldiği gibi Selçuklularda devlet bürokrasisinde kullanılan bir unvandır.) mutasavvıf, şair ve İslam filozofudur.

Hace Bektaş Veli'ye ait olan "eline, diline, beline sahip ol" sözü bugün hırsızlık yapma (eline sahip ol), kötü söz söyleme (diline sahip ol), zina yapma (beline sahip ol) şeklinde kabul görmüştür. Ancak işin aslı bu söz günümüzde galat - ı meşhur halini almış vaziyettedir.

Hace Bektaş Veli'nin Anadolu'da yaşadığı dönem, Anadolu'nun Moğol istilası ile talan edildiği bir zamana denk düşmektedir. Anadolu'da bir Türk devleti olan Anadolu Selçuklu Devleti'nin merkezi olan Konya'da oturan Sultanlar ise Moğolların kuklası haline gelmiş ve Moğol istilasına direnen Türkmenler Anadolu Selçuklu Devleti eliyle katledilir hale gelmiştir.

Anadolu'da bu dönemde Moğolların kılıcı altında ezilen Türkmenlere bir başka darbe yine Selçuklu sarayından gelmiştir. Bir Türk devleti olan Selçuklu sarayında resmi dili Farsça yapılmış ve Türklerin devletle olan bağının kopmasına neden olmuştur. Selçuklunun bu uygulamasına direnen önemli bir isim Karamanoğlu Mehmet Bey (1240 - 1277) olmuştur. Mehmet Bey "bugünden sonra divanda, dergahta ve bargahta, mecliste ve meydanda Türkçe'den başka dil kullanılmayacak" fermanını yayınlamış ve Selçuklu sarayında Farsça'yı resmi dil olarak kabul edilmesini sağlayan çetenin başında bulunan isimlerden Rum Celalettin'e karşı mücadele etmiş ve bu uğurda hayatını kaybetmiştir.

Moğol, onun kuklası Selçuklu sarayı ve Celalettin Rumi'nin kurduğu Türk karşıtı şet ittifakına karşı direnen bir başka isim de Ahi Evren (Evran) olmuştur. Hace Bektaş Veli'nin bu sözlerinin altında yatan asıl mana, bir ulusun sömürgeci güçlere ve onun yerli işbirlikçilerine karşı bir arada durması için yapması gerekenlerdir.

Burada yer alan "eline sahip çık" cümlesindeki "el" ifadesi Türkçe "il, el"dir. Yani yurt, vatandır. Hace Bektaş Veli "iline", "vatanına" sahip çık demiştir. "Beline sahip çık" cümlesindeki "bel" ifadesi "toprak" demektir. Buradaki toprak "işlenmiş, işlenen" toprak demektir. Toprağı "işlersen" yani "bellersen" ürün verir. Toprak Türk milleti için kutsaldır. Türk onu işlemeli, bellemeli, işinden, toprağından geri kalmamalı, toprağına sahip çıkmalıdır. "Diline sahip çık" cümlesindeki "dil" bir organ olarak dil değildir. Konuştuğumuz dildir, lisandır. Bir millet diline sahip çıkmazsa benliğini yitirir, asimile olur. Dili, lisanı olmayan millet de olamaz. Öyleyse Türk zengin Türkçesine de sahip çıkmalıdır, demiştir Hace Bektaş Veli.

Türklerin 13. yüzyılda yaşadığı işgal ve sömürgeci talanını yaşadığı duruma benzer bir durumda 20. yüzyılın başında gerçekleşmiştir. I. Dünya Savaşı'nda yenilgi ile ayrılan Osmanlı Devleti'nin fiilen işgali sonrasında işgalci güçler karşısında savunmasız kalan Anadolu Türk'üne işgalcileri yurdundan atacak ve Türk'ün eline -ili'ne sahip çıkmasında önder olacak olan Mustafa Kemal Paşa 22 - 23 Aralık 1919'da  Türk'e "eline, beline, diline sahip çık" diyen Hace Bektaş Veli'nin türbesini ziyaret etmiş, dergahında konaklamıştır.

Mustafa Kemal Paşa, Ahi Evren'in "beline sahip çıkması", Karamanoğlu Mehmet Bey'in "diline sahip çıkması" gibi Türk milletinin "eline sahip çık"masına liderlik etmiş, Hace Bektaş Veli'nin öğüdünü yerine getiren isim olmuştur.

Yorum Gönder

0 Yorumlar