Advertisement

Monetize your website traffic with yX Media

Orhun Yazıtları ve Özellikleri

Göktürkler ve Orhun Yazıtları

Orhun Yazıtları, 8. yüzyılın ilk yarısında Göktürk Devleti’nin kurulduğu Orta Asya’nın doğusundaki Orhun ve Selenga ırmakları boyunca dikilmiştir. Göktürk alfabesiyle yazılmış olan bu yazıtların bir yüzü Çincedir. Bu yazıtlar Göktürk Devleti’nin kurucularından Bilge Kağan, Kül Tigin ve Vezir Tonyukuk adına dikilen kitabelerdir. Bilim dünyasına ilk kez 1730 yılında İsveçli Strahlenberg tarafından tanıtılan bu yazıtlar, 1893 yılında Danimarkalı bilgin Thomsen tarafından okunmuştur.

Göktürk harfleri ve yazıtları ilk kez Necip Asım (Yazıksız) tarafından 1899 yılında bir yazıyla tanıtılmış ve tamamı yine Necip Asım tarafından Türkçeye çevrilerek 1925 yılında yayımlanmış, daha sonra da bulunan tüm yazıtları toparlayan Hüseyin Namık Orkun tarafından 1935 – 1941 yılları arasında dört cilt olarak “Eski Türk Yazıtlar›” adıyla basılmıştır. Bengü Taş (Sonsuz Taş) Edebiyat› ürünleri olarak da adlandırılan Orhun Yazıtlarını meydana getiren eserler şunlardır:


1. Tonyukuk Yazıtı:

724 – 726 yılları arasında dikilen Tonyukuk Yazıtı, Göktürk hanlarına vezirlik eden Tonyukuk tarafından yazdırılmış olup aynı boyda yan yana dikilmiş iki taştan ibarettir. Bu taşlar Orta Moğolistan’da Ulan Batur kentinin 50 km uzağındadır. Bu yazıtta Türk anı edebiyatının ve Türk tarihçiliğinin ilk temsilcisi olan Tonyukuk, içinde bizzat bulunduğu olayları ve döneminin tarihini yalın bir dille anlatmaktadır.


2. Kültigin Yazıtı:

732 yılında Bilge Kağan tarafından küçük kardeşi Kültigin adına dikilmiştir. Kültigin’in kahramanlıklarını anlatan bu yazıt Bilge Kağan’ın ağzından yazılmış olmakla beraber, metinlerin yazarı, Yollug Tigin’dir. Tonyukuk Yazıtından 300 km uzaklıkta Orhun nehri yakınına dikilmiştir.


3. Bilge Kağan Yazıtı:

735 yılında Bilge Kağan’ın oğlu tarafından dikilmiştir. Yazıtın üç yüzü Türkçe, bir yüzü Çince yazılmıştır. Düzenlemesi ve biçimi, Kültigin Yazıtının benzeri olan bu yazıtta, Göktürklerin tarihi ve Bilge Kağan’ın, milleti için yaptıkları anlatılır. Bilge Kağan’ın ağzından yazılan bu yazıtın metni de Yollug Tigin’e aittir. Bilge Kağan Yazıtı, Kültigin Yazıtının 1 km kadar uzağına dikilmiştir.

Türkiye’nin Moğolistan Devleti’yle 1995’te yaptığı anlaşma uyarınca 2001’de Türk ve Moğol bilim adamlarınca ve Türkiye’nin maddî desteğiyle yürütülen kazılarda Bilge Kağan Yazıtı çevresindeki mezarlarda Bilge Kağan hazinesine ait binlerce parça ele geçmiş olup kazlar devam etmektedir.

İslamiyet’ten önceki yazılı edebiyat eserlerinin en önemli örneklerinden biri olan Orhun Yazıtları, dönemin değer yargılarını ve siyasal ortamını; içtenlikli, yalın bir dille ve destansı bir anlatımla sergilemektedir. Bu metinlerin yazarı Yollug Tigin de ilk Türk yazarlarından sayılmaktadır.

Türkçenin ilk örnekleri olan bu metinler, şiir yüklü bir düzyazıyla yazılmıştır.

Aralarında M. Fuad Köprülü’nün de bulunduğu bazı araştırmacılar, Orhun Yazıtlarını, eski Türk şiirinin ilk örnekleri olarak kabul etmektedirler. Ancak son araştırmalar, bu yazıtlardaki ifadelerin şiir olmayıp düzyazı olduğunu ve aslında şiire ait ögeler kullanıldığından böyle sanıldıklarını ortaya koymuştur.

Özellikle Kültigin’in ölümü üzerine Bilge Kağan’ın ağzından ifade edilen bu duygusal cümleler, Türk edebiyatında lirizmin ilk örneği olarak kabul edilmektedir.


10 Maddede Orhun Abidelerinin Özellikleri

Orhun Abideleri; Göktürk Yazıtları, Orhun Yazıtları veya Orhun Kitabeleri olarak da bilinir. Türk tarihinde büyük bir öneme sahip olan bu anıt eserler, Moğolistan sınırları içerisinde yer alıyor.

1. II. Göktürk (Kutluk) Devleti’ne aittirler.

II. Göktürk Devleti, 50 yıllık bir Çin esaretinin ardından Kutluk İlteriş Kağan’ın başlattığı isyanla beraber 682 yılında kurulmuştur. En önemli hükümdarları Kutluk İlteriş, Kapgan ve Bilge Kağan’dır.

2. Toplamda 6 anıttan oluşur fakat en önemlileri; Bilge Kağan, Kültigin ve Vezir Tonyukuk adına dikilenlerdir. 

716 yılında tahta çıkan Bilge Kağan, devleti kardeşi Kültigin ile birlikte yönetmiş ve onların vezirliğini de Tonyukuk üstlenmiştir.

Tonyukuk Abidesi‘nde; Türklerin Çin esaretinden nasıl kurtulduğu, bağımsızlık savaşı ve Tonyukuk’un faaliyetleri anlatılır. Bu abideyi 716 yılında Tonyukuk bizzat kendisi yaptırmış ve kendisi yazmıştır. Bu nedenle ilk Türk tarih yazarı olarak kabul edilir.

Kültigin Abidesi, bir kaplumbağa heykeli üzerine açılan oyuk üzerine oturtulmuştur. Burada Türk - Çin ilişkilerinden bahsedilerek, Türk İmparatorluğu ve Kültigin methedilir. Abide, Kültigin’in erken ölümü üzerine çok üzülen kardeşi Bilge Kağan tarafından 732 yılında yaptırılmış, yeğeni Yollug Tigin eliyle yazılmıştır.

Bilge Kağan Abidesinde ise devletin nasıl büyüdüğü, Kültigin’in ölümünden sonraki olaylar ve gelecek nesillere öğütler yer alır. Bilge Kağan’ın vefatından bir yıl sonra oğlu Tengri Kağan’ın isteğiyle yaptırılmış, yine yeğeni Yollug Tigin tarafından yazılmıştır (735).

3. Türk tarihinin bilinen ilk yazılı eserleridir.

Orhun Abidelerinden önce dikilen, Yenisey Kırgızlara ait yazıtlar da bulunmuştur. Ancak bunlar çoğunlukla mezar taşlarından ve birkaç satırlık ilkel yazılardan ibaret olduğu için pek kayda değer görülmemiştir. İçerikleri Orhun Abideleri kadar zengin değildir.

4. Siyasetname özelliği taşır ve öğüt verirler.

“Çin halkının tatlı sözlerine ve yumuşak ipekli kumaşlarına kanıp, ey Türk halkı çok sayıda öldün! Ey Türk halkı öleceksin… Türk Oğuz beyleri, millet işitin! Üstten gök basmasa alttan yer delinmese, Türk milleti, ilini töreni kim bozabilir?”

5. “Türk” adının geçtiği ilk metinlerdir.

Çin kaynaklarında Türkler’den “Tukue” şeklinde söz edilmiştir. “Türk” kelimesinin yer aldığı ilk belge ise Orhun Abideleri olarak biliniyor.

6. Orhun alfabesiyle yazılmışlardır.

Kültigin ve Bilge Kağan abidelerinin batı cephelerinde Çince kitabe bulunur. Diğer 3 cepheleri ise Orhun alfabesiyle Türkçe olarak yazılmıştır. Hitabet sanatının oldukça güzel kullanıldığı bu eserler, üslup bakımından da son derece zengindir. Öylesine yan yana getirilmiş kelimeler değil, içli ve olgun satırlar neşredilmiştir. Cümleler yukarıdan aşağıya doğru okunur.

7. Türk milliyetçiliğinin temel kitabı olarak kabul edilirler.

“Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insan oğlu kılınmış. İnsan oğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini töresini tutuvermiş, düzenleyivermiş. Dört taraf hep düşman imiş. Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti hep almış, hep tâbi kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş.“

8. Sosyal devlet anlayışı hakimdir.

“İçi aşsız, dışı giyimsiz, zayıf çaresiz millet üzerine oturdum (tahta çıktım). Küçük kardeşim Kül Tigin ile sözleştik: Babamızın, amcamızın kazandığı milletin adı sanı yok olmasın diye Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Küçüğüm Kül Tigin ve iki şad (şehzade) ile ölürcesine çalıştım.”

9. Abidelerle ilgili ilk bilgileri Cüveyni vermiştir.

XIII. yüzyılda yaşamış olan İlhanlı Devleti tarihçisi Cüveyni, “Tarih - i Cihangüşa” adlı eserinde Orhun Abidelerinden bahsetmiştir.

10. Abideleri ilk okuyan kişi Danimarkalı dilbilimci Wilhelm Thomsen’dir.


Wilhelm Thomsen

1889 yılında Rus tarihçi Yardintsev tarafından bulunan abideler, 4 yıl boyunca çözülememiştir. Ancak 1893 yılına gelindiğinde Wilhelm Thomsen, Orhun alfabesini çözerek okumayı başarmıştır. İlk okuduğu kelimeler “Tengri” ve “Türk”tür. 1895 yılında ise başka bir bilim adamı Wilhelm Radloff, abidelerin tamamını okumaya muvaffak olmuş ve dönemin padişahı sultan II. Abdülhamid tarafından mecidiye nişanı ile ödüllendirilmiştir.

Kaynak: Muharrem Ergin, Orhun Abideleri

Yorum Gönder

0 Yorumlar