Advertisement

Monetize your website traffic with yX Media

KPSS Tarih Ezberlenmeli midir?

 

Günümüzde artık hepimiz uzun yazılar okumaktan imtina ediniyoruz. Hele ki konu ilgi alanımızın dışındaysa yazı uzun olmasa da okumak bir ıstırap haline gelebiliyor. Kendi gözlemlerim neticesinde - başka pek çok başka neden olsa da - bu durumun ortaya çıkmasında teknolojinin gelişmesinin beraberinde getirdiği kolaylık (!) büyük bir etken. Bu yazıyı yazarken bile yaptığım dil bilgisi hataları bilgisayar tarafından anında düzeltiliyor ya da bana hatalarımı gösterip düzeltmem gerektiği uyarısını veriyor. Bu elbette büyük bir kolaylık, artık kimse "yalnız mı? yanlız mı?" ya da "yanlış mı? yalnış mı?" düşünmek zorunda değil. "Bağlaç olan ki" mi yoksa "hal eki olan ki" ayrı yazılıyordu bilmemize gerek yok. Bilgisayar bize bunu bizim için yapıyor. (Bir tek virgüller kaldı. Onları da yakında hallederler).

Teknolojinin getirdiği bu kolaylık bizleri tembelliğe sürüklüyor. Her şey kolay yoldan hallolsun istiyoruz. Bizi hedefe ulaştıracak en kestirme yolu en az hata ile götürecek çözümler arıyoruz, çoğu kere. Bu durum tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi Tarih konusunda da aynı, "Tarihten çıkan 27 sorudan en fazlasını en kestirme yoldan nasıl yaparım?". Bunun için akla ilk gelen yöntem "ezber" oluyor, büyük bir çoğunluk için. Ama ne yazık ki bu hiç de öyle beklendiği gibi "kolay", "etkili" ve "garanti" bir yöntem değil, Tarih için.

KPSS'ye hazırlanan adayların bu "ezber" yanılgısına düşmelerinde, bir yönlendirme de söz konusu. Yıllardır bu alanda çalışan biri olarak karşıma, "ezber" yaparak Tarih sorularını halledebilmenin mümkün olabileceğine dair o kadar çok görsel ve işitsel bilgi kaynağıyla karşılaştım ki artık birbirini tekrar eden bu kifayetsiz muhterisler tarafından hazırlanmış içerikler, olması gereken "konuyu düzgünce anlatan, anlaşılmasını sağlayan ve anlatımın işe yarayıp yaramadığını test eden" içeriklerden daha fazla olmaya ve bu işi, sanki mümkünmüş gibi algılayan adayların daha fazla ilgisini çeker bir hale gelmeye başlamıştır.

Her yıl sınava benimle hazırlanan adaylara bunun mümkün olmadığını anlatsam da adaylar her yıl değiştiği ancak "kaynak" olarak görülen içerikler yerinde durmaya hatta yenileri eklenmeye devam ettiği için, bu işin yanlışlığını anlatmaya çalışan benim gibileri her yıl sıfırdan bu işe başlar hale getirmektedir.

Elbette ben "tarihe ezberlenerek hazırlanamazsınız, sınava hazırlanıyorsanız, her konuyu içselleştirmeli ve konuya tamamen hakim olmalısınız, bu işi ancak bu şekilde, layıkıyla başarabilirsiniz" demiyorum. Kimi zaman, öyle bir durumla karşılaşıyoruz ki ne aday ne de bizler bunun içselleştirilmesinin mümkün olmadığını görüyoruz. Ancak bu genel bir kural değildir. Amaca ulaşmada kullanılabilecek yöntemlerden biridir ve olabildiğince az başvurulması gereken bir yöntemdir.

Şimdiye kadar Tarih sorularına hazırlıkta yalnızca ezber yaparak başarılı olamayacağımızı ifade etmeye çalıştım. Peki ne yapmalıyız, doğru yöntem nedir? sorusuna girmedim. Çünkü bu sorunu yani Tarih sorulana nasıl hazırlanmalıyız ki 27 soruyu maksimum doğru olarak çözebilirizin tekbir cevabı yok. Burada öğrenmenin şahsiliği ilkesi nedeniyle diyebilirim ki herkesin yöntemi farklıdır. Ancak herkesin uygulamak zorunda olduğu, yönteminiz ne olursa olsun riayet etmeniz gereken kurallar mevcut. Programlı çalışın, kolay pes etmeyin, çok sayıda soru çözün. Bunlar her ders için geçerli, herkesin bildiği şeyler. Ancak sakın ola "Tarihi ezberlerim" demeyin. Bu işlevsel, mantıklı ve gerçekçi değildir.

Sizlere tarih konusunda burada sunduğum içeriklere ek olarak, içeriklerini yine kendim hazırladığım YouTube kanalımı da takip etmenizi öneririm.




Yorum Gönder

0 Yorumlar