Türkiye Büyük Millet Meclisinde Mustafa Kemal Paşa liderliğinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa – i Hukuk Grubu (10 Mayıs 1921) kurulduktan sonra Meclis’teki milletvekilleri üçe bölünmüştü. Hükûmete yakınlıklarıyla tanınan milletvekilleri sağ tarafta, hükûmete karşı olanlar sol tarafta, yaşlı ve tarafsız gözükenler de ortada oturmaya başlamıştı. Sağ yanda oturanlar Anadolu ve Rumeli Müdafaa – i Hukuk Grubu’na bağlı olan milletvekilleri oldukları için örgütlü hareket ediyorlardı. Sol yanda oturanlar ise örgütsüz olduklarından 1921 ortalarında mecliste fazla bir etkinlik gösteremiyorlardı. Anadolu ve Rumeli Müdafaa – i Hukuk Grubu içinde yer alamayan kimi milletvekilleriyle; Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni ve Necati Bey, Samsun Milletvekili Emin Bey, Kastamonu Milletvekili Besim Bey, Kayseri Milletvekili Rıfat Bey, Mersin Milletvekili Selahattin Bey, Sivas Milletvekili Vasıf Bey bir araya gelerek Meclis’te yeni bir grup oluşturmaya çalıştılar. Bu çaba sonuç verdi ve 1921 sonları 1922 başlarında muhalefet daha örgütlü bir şekil aldı. Böylece Meclis’te bir muhalefet grubu doğdu.
Birinci Türkiye Büyük
Millet Meclisinde hükümete karşı muhalefet görevini yapan bu grup, bir süre
isimsiz olarak çalıştıktan sonra; “Biz de Anadolu ve Rumeli Müdafaa – i Hukuk
Cemiyeti’ne mensubuz. Biz de o cemiyet tarafından seçildik. Bizim de ismimiz
aynı; fakat iki numaralı grubuz.” diyerek, kendilerine İkinci Grup adını
taktılar. Başlangıçta 120 milletvekiline sahip olan İkinci Grup’un daha sonra
giderek üye sayısının azaldığı, hatta Saltanatın kaldırılmasından sonra
dağıldığı ileri sürülmüştür. Bu iddianın ortaya atılmasında İkinci Grup’un
kendine güçlü ve tutarlı bir başkan bulamamasının etkisi olmuştur. Zaman zaman
Mersinli Cemal Paşa’nın, Hüseyin Avni Bey’in, Hakkı Hami Bey’in ve Basri Bey’in
başkanlıklarından söz edilmiş ise de bunlar açıkça başkanlık görevini
üstlendiklerini açıklayamamışlardır. Böyle olunca da insanlar birer birer
gruptan kopmuşlardır.
İkinci Grupçular, Millet
Meclisinin hakkını ve hâkimiyetini savunmak, otokratik şef usulü bir idareye
karşı meşru ve yasal yanıt vermek, yasal kurallara aykırı ulus egemenliği ile
örtüşmeyen ayrıcalıkları, örgütleri ve uygulamaları ortadan kaldırmak için bu
grubu kurduklarını belirtmişlerdir. Ancak Grup, yelpazesini oldukça geniş
tutmuştur. Üyeleri arasında tutarlı bir görüş birliği yoktur. Eski
İttihatçılardan, İtilafçılardan, Saltanatçılardan, İslamcılardan,
Bolşeviklerden üyesi vardır. Ortak noktaları; başta Mustafa Kemal Paşa olmak
üzere hükümete muhalefet etmektir. Zira hükümette yer alamayanlar, yer
aldıkları halde bu yeri koruyamayanlar, karşıt olmayı bir meziyet sayanlar bu
grupta toplanmıştır.
Sınıf ve zümre
çıkarlarından daha çok kişisel çıkar temeli üstüne kurulan İkinci Grup;
mecliste yoğun bir muhalefet sınavı vermiş ve bu sınavdan da zaman zaman
başarılı çıkmıştır. İkinci Grup üyeleri hükümete karşı tavır almışlardır. İstiklal
Mahkemelerine, istifa eden ya da düşürülen bir vekilin seçimi için Meclis
Başkanının aday göstermesine, Teşkilat – ı Esasiye Kanunu’na ve
Başkomutanlık Kanunu’na sıcak bakmamışlar, bunları ciddi bir şekilde
eleştirmişlerdir. Onlar, bu yasalara dayanarak Meclis Başkanının istediği
takdirde hem İcra Vekilleri Heyeti’ni hem de Meclisi etkisi altına
alabileceğinden endişelenmişlerdir.
İkinci Grup üyelerinin
Meclise getirdikleri isteklerin kabul edilmemesi, bunların hükûmete yönelik
eleştirilerinin boyutlarını genişletmiş, muhalefetlerini sertleştirmiştir. Bu
da hükümet otoritesinin sarsılmasına yol açmıştır. TBMM’nin çıkardığı yasaların
uygulanmamasından şikayet etmişlerdir. Ancak bu şikâyetlerinde kimi zaman bazı
üyeleri çok ileri giderek yasaların uygulanmasını sağlayacak icra gücünü
Yunanlılar kadar zararlı görmüş, Meclisi bir baskı yeri olarak nitelendirmiş,
hükümeti yasa dışı saymıştır. Türkiye ile savaşan bazı ülkeler İkinci Grup’un
bu tavrına bakarak Anadolu’nun bir ihtilal arifesinde olduğu izlenimine
kapılmışlar ve bu durumdan yararlanmaya çalışmışlardır.
İkinci Grup üyeleri
örgütlenmelerini yurt düzeyinde yaygınlaştırabilmek amacıyla, Dahiliye Vekaletine
(İç İşleri Bakanlığına) kendi gruplarından bir milletvekilini seçtirmeye yoğun
çaba göstermişler ancak başarılı olamamışlardır. İkinci Grupçular, mecliste üye
sayılarını artırabilmek için hem ulusal egemenlik hem de özgürlükçü bir
politika yanlısı olarak görünmeye özen göstermişlerdir. Meclis üstünlüğü ve
millî irade kavramlarını gerekçe göstererek Mustafa Kemal Paşa’ya ve onun
uygulamalarına karşı çıkmışlardır. Ancak onların milli irade anlayışları “irade
– i seniye’nin” sınırlarını geçmemiştir. Çünkü İkinci Grupçular 1921 Teşkilat –
ı Esasiye Kanunu’na göre İcra Vekillerinin görev ve yetkilerini belirlemek
amacıyla hazırlanan yasa tasarısının gerekçesinde milli irade ile (ulus
egemenliğiyle) bağdaşmayan, 1876 Kanun – ı Esasisinin padişah haklarını
belirleyen ilk yedi maddesini tartışmasız olarak kabul ettiklerini
belirtmişlerdir.
Birinci Türkiye Büyük
Millet Meclisinin demokratik bir nitelik kazanmasında önemli bir görev yapmış
olan İkinci Grup, Birinci Grup üyeleri tarafından sürekli olarak
“programsızlıkla, içtihadsızlıkla” suçlanmıştır. Ancak bunun pek de doğru
olduğunu söylemek mümkün değildir. Zira İkinci Grup; ülkenin yenileştirilmesi
ve diriltilmesi için kendi içinden ayırdığı milletvekillerinden oluşan bir özel
komisyon kurarak programını hazırlamıştır. Bu komisyonun hazırladığı program
Grup Genel Kuruluna sunulmuş ve 27 maddesi 9 Kasım 1922’ye kadar görüşülerek
benimsemiştir. Grubun önde gelen kişilerinden Hüseyin Avni Bey savaş durumu
bitmediği için, “Misak – ı Milli’de gedikler” açılmasına neden olmamak amacıyla
bu programı açıklamadıklarını belirtmektedir.
İkinci Grubun
programında; Türkiye’nin, milli sınırlar içinde özgür ve bağımsız bir devlet
olduğu, yönetimin ulus egemenliğine dayandığı, Türkiye topraklarının bir bütün
olduğu ve ayrılık kabul etmeyeceği, her bireyin din ve mezhep özgürlüğü de
içinde olmak üzere tüm özgürlüklerinin korunacağı, yasal sınırlar içinde
basının, eğitimin, şirket kurmanın, toplantıların serbest olacağı, her bireyin
yasalar karşısında eşit olduğu, sınıf aile ayrıcalıklarının olmayacağı, siyasi
suçlardan dolayı idam cezasının verilmeyeceği, işkence, angarya gibi her çeşit
baskının yasaklanacağı, devletin yasama ve yürütme yetkisinin Mecliste
toplanacağı bu yetkinin hiçbir şekilde paylaşılmayacağı, bu yetkiden
vazgeçilemeyeceği, seçim yasasının milli egemenliği yansıtacak şekilde
değiştirileceği, ilköğretimin zorunlu olacağı, milli eğitimin yöresel
ihtiyaçları karşılayacak şekilde ve uygulamalı olacağı, Türkçeyi doğunun
özellikle de İslam dünyasının bilim dili haline getirmek için çalışılacağı,
vergilerin Millet Meclisi kararıyla salınacağı, iktisadi kuruluşların
korunacağı, bir devlet bankasının kurulacağı, bağımsız bir demir yolu
politikası izleneceği gibi konular üzerinde durulmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin demokratik yapısının oluşmasında önemli bir işleve sahip olan İkinci Grup, ne yazık ki 1923 seçimlerine kendi iradesiyle katılmamış bunun sonucu olarak da siyasal yaşamdan silinip gitmiştir.
İhsan GÜNEŞ
KAYNAKÇA
CEBESOY, Ali Fuat, Ali Fuat Cebesoy’un Siyasî Hatıraları, Vatan Neşriyat, İstanbul 1957.
DEMİREL, Ahmet, Birinci Mecliste Muhalefet: II. Grup, İletişim Yayınları, İstanbul 1994.
FINEFROCK, Michael, “The
Second Group in the First Turkish Grand National Assembly” Journal of
South Asian and Middle Eastern Studies, Vol, 3, No:1, 1979, p.3 – 21.
FREY, Frederic, The
Turkish Political Elite, Cambridge 1965.
GÜNEŞ, İhsan, Birinci
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Düşünce Yapısı (1920 – 1923), İş Bankası
Kültür Yayınları, Ankara 1997.
KÖSEOĞLU, Selahattin,
“Birinci Büyük Millet Meclisinde İkinci Grup”, Mesuliyet, S 2.
Tevhid – i Efkâr gazetesi,
30 Nisan 1923.
TUNAYA, Tarık Zafer, Türkiye’de
Siyasi Partiler, İstanbul 1952.
0 Yorumlar