Gümrü Antlaşması 2 - 3 Aralık 1920
Arka Plan
Rusya'nın bölgeden çekilmesi sonrasında oluşan otorite boşluğunda Azeri (Türk), Gürcü ve Ermeniler Mavera - i Kafkas (Kafkas Ötesi) Cumhuriyeti kurmuşlardır. Bu Cumhuriyet'in durumu konusunda bir plebisit (halkoylaması) yapılması kararlaştırılmıştır. Plebisit öncesi Osmanlı Devleti Mavera - i Kafkas Cumhuriyeti temsilcileri ile Trabzon'da sonuçsuz kalacak olan bir konferans düzenledikten sonra Batum'da 11 Mayıs - 4 Haziran 1918'de bir başka konferans düzenlenmiştir. Bu Konferans sonrası taraflar 4 Haziran 1918'de Batum Antlaşması imzalamışlardır. Batum Antlaşması ile 93 Harbi sonrasında Rusya ile yapılan antlaşma sonucu kaybedilen topraklar (Kars, Ardahan, Batum) Osmanlı Devleti'ne katıldığı kabul edilmiş, yapılan plebisit ile de halkın çoğunluğu Osmanlı Devleti'ne katılmak yönünde karar vermiştir. 15 Eylül 1918'de Osmanlı ordusu doğuda Bakü'ye kadar olan toprakları ele geçirmiştir.
1918 yazında gerçekleşen yeni durum aynı yılın sonbaharında tekrar değişiklik göstermiştir. Çünkü 30 Ekim 1918'de Osmanlı Devleti ile İtilaflar arasında yapılan Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı Devleti 1914'teki sınırlarına geri dönmeyi kabul etmiştir.
Mondros Ateşkesi sonrasında Anadolu'da oluşan otorite boşluğun faydalanan Ermeniler kurdukları Demokratik Ermenistan Cumhuriyeti ile Anadolu'nun doğusunda bir Ermeni Devleti daha kurarak Doğu ve Batı Ermenistan'ı birleştirmek suretiyle Büyük bir Ermenistan teşkil etmek yoluna gitmişlerdir.
Anadolu'nun doğusunu da alarak oluşturmak istedikleri büyük Ermenistan fikrini desteklemek adına Wilson Prensiplerinde yer alan self - determinasyon ilkesini kendilerince yorumlayarak Anadolu'nun bazı doğu vilayetlerinde Ermeni nüfusun çoğunlukta olduğunu iddia etmişlerdir. Bu iddialarını gerçekleştirmek için ise yeni kurulun Bolşevik Rusya'dan da yardım almışlardır.
Osmanlı Hükümeti'nin Mondros'un uygulanmasına sessiz kalması üzerine bölgede bulunan ve Mondros'a aykırı olarak dağıtılmamış 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir ve silahlı milis güçler Ermeni faaliyetlerine karşı bölgeyi korumamaya çalışmıştır.
Doğu'da bir Ermeni Devleti'nin kurulmasını engellemek, bölgenin bir Türk toprağı olduğunu kabul ettirmek, kendi topraklarına sahip çıkabilmek adına harekete geçen bölge halkı Erzurum Kongresi'ni düzenleyerek, buradaki toprakların bir Türk toprağı olarak ayrılmaz bir bütün olduğunu vurgulayarak silahlı mücadeleye geçişi gerçekleştirmişlerdir.
TBMM'nin kurulmasından sonra Doğu'daki bu bölgesel savunma hareketi merkezileşmiş ve Kazım Karabekir artık mücadelesini bağlı bulunduğu TBMM Hükümeti adına yürütmeye başlamıştır. Ancak bir yandan mücadele devam ederken diğer yandan ise İstanbul Hükümeti 10 Ağustos 1920'de imzaladığı Sevr Antlaşması ile Anadolu'nun doğusunda bir Ermenistan'ın kurulmasını kabul etmiştir.
Doğu'da Aralık 1920'ye kadar TBMM Hükümetine bağlı Kazım Karabekir'in idare ettiği silahlı güçler, Ermeniler'in yenilgiyi kabul ettiği Gümrü Antlaşmasına kadar bölgeyi savunmuş ve taraflar arasında 2 - 3 Aralık 1920'de silahlı çatışmalara son veren antlaşma imzalanmıştır.
Maddeleri
- Kars, Sarıkamış, Kağızman Türk Devleti'ne verilecek
- Türkiye sınırı Aras Nehri ve Çıldır Gölü'ne kadar uzayacak
- Ermenistan hükümeti Sevr Antlaşması'nı geçersiz sayacak
- Ermenistan TBMM aleyhine çalışmayacak
- Türklere karşı silahlı mücadele içine girmiş bulunan Ermeniler dışındaki Ermeniler isterlerse yurtlarına geri dönebileceklerdir.
0 Yorumlar