İslamiyet’i Kabul Eden İlk Türk Devleti (X – XV. Yüzyıl)
İtil
nehri çevresinde yerleştikleri için bu adı taşıyan devlet, en uzun süre yaşayan
Türk devletlerinden biridir. Bulgar boylarının en eski ataları Ugur boyları
olarak anılan ve Büyük Hun İmparatorluğuna bağlı olarak Ural dağlarının
doğusunda yaşayan topluluklardır.
Ugur
boyları, Batı Hun Devleti’ne bağlı olarak Karadeniz’in kuzeyine
yerleşmişlerdir. Batı Hun Devleti’nin yıkılmasından sonra, Atilla’nın oğlu olan
İrne’nin kendisine bağlı olan Hun boylarıyla birlikte Orta Avrupa’dan
Karadeniz’in kuzeyine göç etmesinin ardından bölgede yaşana Ugur boylarıyla
birleşmesinin ardından Bulgarlar adını aldılar.
575’ten
sonra Batı Göktürk Devleti’nin hakimiyetine giren Bulgarlar, bu devletin 630’da
yıkılmasından sonra Kuvrat idaresinde Büyük Bulgar Devleti’ni kurdular. Ancak
Kuvrat’ın ölümünden sonra devlet Hazar Hakanlığının saldırıları sonucu
yıkılmıştır. (665)
Bulgar
Hakanı Kuvrat’ın oğullarından Bat – Bayan’ın liderliğindeki bir kısım Bulgar
topluluğu, Kafkasya’nın kuzeyinde kalarak Hazar Hakanlığının egemenliği altına
yaşamayı sürdürdü.
Kuvrat’ın
diğer oğlu Asparuh liderliğindeki bir kısım Bulgar boyu ise batıya göç ederek
Tuna nehri boylarına yerleşti ve Balkanları ele geçirerek 681’de Tuna Bulgar
Devleti’ni kurdu. Yaklaşık iki yüzyıl boyunca bölgede Türk karakterini
koruyarak varlığını sürdüren Tuna Bulgarları zamanla Slav nüfus içinde asimilasyona
uğradı ve Slav kültürünün bir parçası oldu. Zamanla Hıristiyanlığın da
etkisinde kalan Tuna Bulgarları 864’te Pars (Boris) Han’ın Hıristiyanlığı
devletin resmi dini olarak kabul etmesinden sonra Türk karakterinden tamamen
uzaklaştı.
İdil
Bulgarları ise Kafkasya’nın kuzeyinden Karadeniz’in kuzeyindeki İtil nehrine
gelerek buradaki Fin – Ogur kavimlerini egemenlik altına aldı. İtil
Bulgarlarının yerleştikleri bölge İskandinavya’dan İran’ uzanan ticaret yolu
üzerinde bulunmaktaydı. Bu nedenle ticareti faaliyetlerle meşgul olan ve iklim
koşulları nedeniyle tarımla da uğraşan İdil Bulgarları kısa sürede
zenginleşmişlerdir.
Karadeniz’in
kuzeyinde yerleşmiş bulunan İdil Bulgarları, Harezm ve İran ile yaptıkları
ticaret aracılığı ile İslam dinini tanımaya başladılar. Bölgeye gelen çok
sayıda Müslüman tüccarların aracılığı ilse birçok İdil Bulgarı İslamiyet dinini
benimsemeye başladı. Ülkede artan Müslüman nüfusunun etkisi ve Hazar Hakanlığına
karşı müttefik bulma arzusunda olan Bulgar Han’ı İlteber Almış Han Abbasi
Halifesi Muktedir – Billah’a bir elçi göndererek İslam dinine geçmek arzusunda
olduklarını, bu yüzden ülkesine din adamları göndermesini istedi. Almış Han’ın
bu isteği üzerine Abbasi Halifesi Sevsen er – Ressi’nin başkanlık ettiği ve aralarında
ünlü Arap seyyah İbn Fadlan’ın da bulunduğu bir heyeti İdil Bulgarlarına
gönderdi. Heyet 912 yılında Bulgarlar’ ın ülkesine ulaştığında Bulgarlar
tarafından çok iyi karşılandı. İlteber Almış Han’ın Müslüman olmasıyla İdil Bulgarları’
nın resmi dini İslamiyet oldu ve İdil Bulgarları Abbasi Halifesine bağlı bir
Türk – İslam Devleti haline geldi. İslam Dini’ nin Doğu Avrupa’daki temsilcisi
haline gelen İdil Bulgar Hanlığında Han ve Abbasi adına sikkeler bastırıldı,
camiiler ve saraylar inşa edildi, hutbeler okutulup kadılık müessesine işlerlik
kazandırıldı.
Bölgeye
yerleştikleri dönemden beri Hazar Hanlığı’ nın egemenliği altında varlıklarını
sürdüren İdil Bulgarları, Hazar Hanlığı’ nın Peçenek, Kıpçak ve Rus akınları
sonucunda zayıflaması üzerine 965’te tam olarak bağımsız bir devlet haline
gelmişlerdir.
İdil
Bulgarları bağımsızlıklarını elde ettikten sonra bölgedeki Rus Knezliklerine
karşı Kürk Yolu hakimiyeti için mücadele etmiş ve bu ticaret yolunun kontrolü
sayesinde ticaretten büyük gelirler elde etmeyi başarmışlardır.
İdil
Bulgar Hanlığı XII. Yüzyılda çokça defa mücadele ettiği Moğol Hanlığı’ nın
istilasına uğramış ve Altın Orda devletine yarı bağımlı halde varlığını
sürdürmüştür. Bulgar Hanlığı 1437’te Kazan Hanlığı’ nın kurulmasının ardından
siyasi olarak son bulmuş ve İdil Bulgar halkları ise Kazan Hanlığının yönetimi
altına girmiştir.
İdil Bulgarları;
Hem Orta Asya’da hem Karadeniz’in kuzeyinde yaşamışlardır.
İslam dinini benimseyen ilk Türk Devleti’dir.
İlteber Almış Han’dan itibaren devleti resmi dini İslamiyet’tir.
Abbasi Halifesi Muktedir Billah zamanında İslam dinini benimsemişlerdir.
Halife, Sevsener – Ressi başkanlığında bir heyet göndermiştir.
Arap Seyyah İbn Fadlan bu heyette kâtip olarak bulundu.
Kadılık müessesine işlerlik kazandıran ilk Türk devletidir.
0 Yorumlar